Perşembe, Temmuz 2

Erciş Halk Kütüphanesi

Modern yerleşim yerleri, modern çizgilerle bezenmiş anlayış ve kurumların birbirini desteklemesiyle meydana getirilebilir. İnsanların algılarında meydana getirdiği o dünya ve anlayışın günlük hayata zuhur etmesi için somut kimi öneri ve projelerin hayata geçirilmesi gerekir. Ancak o zaman yaşam kalitesi, bilime ve bilgiye olan açlık, insan merkezli eğitim ve düşünce ortamı oluşturulabilir. Kurumların kendi bünyelerinde giriştikleri bu çaba, ortaya modern anlamda somut çizgilerin ve anlayışların çıkmasını sağlar. Bahsettiğimiz ve özlemini çektiğimiz ortam ve kurumların başında kütüphaneler gelir. Kütüphaneler bir kentteki kültür evleridir. Binlerce ruhun bir araya gelip, harika bir armoni meydana getirdiği eşsiz mekânlardır


Yanı başımızdaki Bağdat kentinde, bir zamanlar çeviri orduları çalışırdı. Bunlar büyük bir özveriyle buldukları tüm eski yazmaları Farsça ve Arapçaya çevirerek toplumun aydınlanmasında çok önemli görevler üstlenmekteydiler; bu şekilde eşsiz kütüphaneler meydana getirmişlerdi, İlk öğretmen olarak bilinen El Kindi (ölümü 870), sonra Şam’da 950 yılında ölen el-Farabi, 980 yılında dünyaya gelen Buhara’da gözlerini açan İbni Sina ve Kurtaba’da doğan büyük filozof İbni Rüşd (ölümü 1180)… Bunlar Doğu’nun ışığını kütüphanelerden yükselten âlimlerdi. İslam Felsefesi’nin Doğu’dan Kurtuba’ya ulaştıktan sonra Avrupa’da aydınlanmayı sağladığını düşününce, bir kütüphane kültürünün bizler için ne derin manalar içerdiğini görmek heyecan verici olsa gerek.


Erciş Halk Kütüphanesi herhangi büyük bir kentte karşılaşabileceğimiz kadar nezih bir ortama sahip. Okuma salonu, kitapların sergilendiği ana bölüm ve internet erişim merkeziyle okuyucularına alternatifler sunan bir kurum.


Kütüphane, “Kültür Merkezi” tabelası taşıyan, esasında bünyesinde alakalı alakasız birkaç kurumu daha barındıran bir binada bulunuyor. Binanın ikinci katı kütüphane olarak düzenlenmiş. Hemen basamaklarda, sizleri okuma ve kitap ilintili düşünceler sarıveriyor. Bunlar, çeşitli renkli kâğıtlara yazılmış özlü sözler… Merdiven boyunca bu yazıları okuyup basamakların bitimindeki koridorda, açık, büyük bir kapıdan içeri giriyorsunuz. Kapının yanında teşhir edilmek amacıyla süreli yayınlara rastlıyorsunuz. Bunlar çeşitli kategorilerde olup, raflarda rengârenk duran, bazılarının basımı yapılmayan bazıları da genelde ayda bir çıkan dergilerden oluşuyor. Edebiyat, arkeoloji, sanat, tarih, siyasal ve benzeri türlerde yayınlar yer alıyor.


Ana kısımda ise türlerine göre sıralanmış kitap raflarıyla karşılaşılıyor, burada hemen hemen her türden kitabı bulmak mümkün. Rafların hemen üstünde, duvara ilintilenmiş kâğıtlardan hangi rafta hangi tür kitabın bulunacağı bilgisi yer alıyor. Böylece arayacağınız tür kitabı zaman kaybetmeden araştırma imkânına sahipsiniz. Dünya ölçeğinde uygulanan Onlu Dewey Sistemi’yle tüm kitapların türlere göre etiketlendiğini görüyoruz.


Teşhirin daha rahat ve ilgi çekici olması için salondaki beton kolonların etrafı raflarla çevrilerek kitaplar konulmuş ve bunlar gerçekten hoş bir görüntü oluşturmuş.


Raflara yakın konumda bulunan masalar size hemen oracıkta bulduğunuz kitabı okuma veya inceleme imkânı veriyor.


Kütüphanenin bundan başka iki bölümü daha var. Kitapların olduğu salonun hemen karşı tarafındaki (eskiden kütüphane olarak kullanılan kısım) salon masalarla çevrilmiş ve sessizlik isteyenler için ideal bir ortam görünümünde.


Bu okuma salonunun hemen yanında paravanla bölünmüş diğer kısımda ise bilgisayarlar mevcut. Bilgisayarlardan, öğrencilerin yanı sıra dileyen vatandaşlar da yararlanabiliyor. Sorumlu memurlardan Selahattin Sancak, bilgisayar kullanmak isteyen öğrencilerin hangi konuları ne amaçla araştıracaklarını sorduklarını, önce bir saat kitap okuttuklarını ve ondan sonra bilgisayar kullanmalarına izin verdiklerini söylüyor. İlkin bunun zorlama olarak algılanabileceğini fakat zamanla öğrencilerin kitap okumanın tadını aldıkça okuma yetisi kazanacağını da ekliyor. Sorumlu memurlar, özellikle ailelerin kütüphaneden haberdar olmaları gerektiğini; çocuk yetiştirme, anne-çocuk sağlığı gibi konularda birçok eserin bulunduğunu ve özellikle annelerin kitaplardan yararlanarak çocuklarını daha iyi bilinçle yetiştirebileceğini de sözlerine ekliyor. Kütüphane sorumlularının pozitif ruhlu olmaları, sıcak bir ortamda kişiye yabancılık çektirmiyor. Böyle bir ortamın ilgi görmesi için, kendilerinin, vatandaşla olan iletişimlerinin kütüphanenin geleceği için önemli olduğunun farkındalar. Örneğin kitap okumak ya da ödünç almak için kütüphaneye gelen bir öğrenciyi gördüklerinde bir şekilde birkaç soru sorarak o öğrencinin kendini rahat hissetmesini sağlıyorlar. Bu esnada kullandıkları üslup karşısındakine itici gelmeyecek kadar da yumuşak.


Kütüphane çalışanlar bu işi bilen özverili kişiler. Selahattin Sancak, Mustafa Sancak’la birlikte kütüphanenin kuruluşunda yer almış. Sonra Çanakkale Ayvacık’ta kütüphaneci olarak çalışmış. Sekiz yıl da İzmir – Konak’ta çalıştıktan sonra yeniden Erciş’e tayini çıkmış ve emeklilik öncesi zamanını kütüphane için harcamakta. Harun Kılıç, Ercişli, İstanbul Üniversitesi Kütüphanecilik Bölümü mezunu, ilk tayin yeri Erciş, özverili ve planlı çalışmaya dikkat eden bir görevli. Dahası, Harun Bey, işini bilen, kütüphane olgusundan haberdar, -Selahattin Sancak’ın deyimiyle- varlığı Erciş için bir şans; çünkü her yerde kütüphane üzerine çalışan, eğitimini alan şahıslar bulmak oldukça zor. Bir de kuruluşundan, yani 1986 yılından beri kütüphaneyle ilgilenen ve şimdiki görevi müdür yetkili olan Mustafa Sancak var. Adını saydığımız bu şahıslar el ele vererek güzel bir ortam oluşturmuşlar.


Kütüphanenin 31.12.2008 tarihi itibariyle sunulacak sayısal verileri ise şöyle:


Demirbaş kayıtlı toplam kitap sayısı – 13871


Yıl içinde giren kitap sayısı – 1824


Üye sayısı – 722


Ödünç verilen kitap sayısı – 6713


Okuyucu sayısı – 4425


Araştırmaya gelen okuyucu sayısı – 5114


Toplam okuyucu sayısı – 9539


İnternet bölümü kullanıcı sayısı - 1802


Süreli yayın abone sayısı – 12


Bağışla gelen süreli yayın abone sayısı – 13


Süreli yayın toplamı – 25


Toplam kullanıcı sayısı – 11341


Erciş Halk Kütüphanesi’nin modern bir çehre edinmesi üç yıl gibi bir sürede gerçekleşmiş. Kitaplar demirbaş defterine kaydedilmiş, konularına göre tasnif edilmiş, muhtıraları yapıştırılmış, renkli etiket uygulaması tamamlanmış. Kütüphaneye üye olmak isteyenler için; öğrencilerden öğrenci belgesi ve kimlik fotokopisi; öğrenci olmayanlardan ise ikametgâh ve kimlik fotokopisi belgeleri istenmektedir. Kütüphane sorumlularının yakındığı bir konu da, kitap ödünç alanların kitapları zamanında getirmemesi ve zihinlerde kütüphane bilincinin henüz çok az yerleşmiş olması.


Erciş Halk Kütüphanesi bilimsel nitelikli yayınlarıyla da özellikle üniversite öğrencileri için uygun bir ortam. Sunulan imkânlardan yararlanmanın birinci kuralı yerel halkın bu kütüphanenin varlığından haberdar olması gerekir. Aksi halde bu kurum bir önem arz etmemektedir. Eğer bu algıya sahipseniz atmanız gereken bir adım daha var; kütüphanenin yolunu tutmak. Herkese iyi okumalar.

İsmet Tunç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder