İnsanların çevrelerini güzelleştirebilme gibi olumlu özellikleri vardır. Bu güzelliği ortaya çıkarmak için biraz duyarlılığa ve yapılması düşünülen etkinlik için çevresel desteğe ihtiyaç vardır o kadar. Bunlar sağlandığı taktirde kendi kendine yeten bir toplumla karşılaşmak mümkün. Ne de olsa sivil organizasyonların günümüz devlet modelinde devlet kadar işlev kazandığını biliyoruz
Zaman zaman Ulupamir Köyü ile ilgili haber ve yorumlarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu defaki etkinlik sürekli dillendirdiğimiz ve bu konuda belli bir bilincin oluştuğunu hissettiğimiz eğitimle ilgili.
Ulupamirliler bir konuda diğer köylü vatandaşlarımızdan daha duyarlılar; eğitim konusunda sık sık öğretmenlerle bir araya gelirler ve öğrencilerin eğitimleriyle ilgili sorun ve değerlendirmelere katılmaktan kendilerini geri bırakmazlar. Bu ekinlik de bu kapsamda hayat bulmuş şekilde karşımıza çıkmakta. İnsanın yapılacak çalışmada başarıyı görebilmesi için mevcut ortamdan emin olması gerekiyor. Aileler bu konuda duyarlı davranmasalardı belki de bu okuma kampanyası düzenlenmeyecekti.
Köyde yaklaşık 4 yıldır görev yapan sosyal bilgiler öğretmeni Halil Avcı 2008–2009 eğitim öğretim yılında okulun yeni müdürü olarak göreve başlıyor. Okuldaki çeşitli fiziki ihtiyaçların yerine getirilmesi için uğraşılırken, bu esnada okulun kütüphanesini Erciş Emniyet Müdürlüğü’nün Turkuaz projesi yardımıyla yeniliyorlar. Ailelerin okula olan ilgisini bilen Halil Hoca, işi biraz daha ileri götürüp belki de kitap okumakta istekli davranmayan öğrencilere ders olacak bir etkinliği de başlatıyor.
Etkinliğin adı “Ulupamir Okuyor” olarak konulmuş. Halil Avcı amaçlarını belirten şu kısa notla olayı özetlemekte. “Okulumuza Turkuaz Projesi kapsamında yeni bir kütüphane kazandırdık. Bu güzel kütüphaneden köy halkımızın da faydalanmasını arzu ediyoruz. Bu bağlamda “Ulupamir Okuyor” Kampanyasını başlattık. Kampanyanın ilk adımı 11.03.2009 ile 05.06.2009 tarihlerini kapsayacaktır. Kampanya sonunda kütüphaneden en çok faydalanan kişilerin evine kampanya kapsamında topladığımız kitaplarla küçük kütüphaneler kuracağız. Kampanyadaki amacımız kitap okuma alışkanlığını geliştirmek ve evlerde kitaplıklar kurarak okumanın devamlılığını sağlamaktır. Bu amaçla okulumuza her yerden kitap bağışı bekliyoruz. Yapılan bağışın miktarından çok, önemli olan mukaddes eğitim yolculuğundaki gönül birlikteliğimizdir.”
Halil Avcı kütüphaneden en çok faydalanacakların evlerine kütüphane kurulacağına değiniyor; hoca, notta sayı vermiyor ama bildiğim kadarıyla başarılı olunursa şayet, yaklaşık 20 ailenin evine kütüphane kurulacak. Nisan ayının ilk haftası biterken geçen bir aylık sürede 126 kişi 205 kitap okumuş görünüyor. Ortalama bir ayda iki kitap okunmuş.
Kapalı toplum insanının “benzeşme” gibi kötüye yoğrulacak özelliği de vardır. Bu özellik, bu yazının, ilk cümlesindeki özelliğin tam tersi karaktere sahip; yani olumsuz bir yönü ifade etmekte. Çünkü kapalı toplum özelliği gösteren insanlar sosyo-kültürel benzeşme özelliğiyle genelde durağan ve sürekli basit olaylar etrafında cereyan eden bir ruh haline bürünürler. Bu özellik bilinçli olarak kazanılan bir özellik olmayıp iş gücü ve basit düşüncel olayların cereyan etmesinden kaynaklanmaktadır. Şimdi bu güzel etkinliği düşününce “benzeşme” eyleminin okuma eylemiyle pozitif yöne evirilmesi olasılığının yüksek olduğunu belirtmekte fayda var. Köylülerin okumaya olan ilgisinin dalga dalga yayılması ve durumun “pragmatizm”le açıklanması da olasıdır. Avanta kitap kazanma eylemi zamanla yerini kütüphane olgusuna sahip bir ruh haline sahip köylü tipolojisi bırakacaktır. Dolayısıyla okulla işi biten bir öğrencinin sadece okul ders kitaplarına sahip olması ve muhtemelen de annesinin aklına ilk gelen düşünce olan kitapları çatı katına kaldırma eylemi burada yerini bir kütüphaneye sahip olmanın mutluluğuna bırakacaktır. Ortaya bir kütüphane olgusu çıkacak ve kitaba sahip olmanın evrensel düşüncedeki önemi bir ihtimal kavranacaktır.
Uzun lafın kısası köylüler evlerde biriktirdikleri bin bir çeşit envai eşya arasına kitapları da katacaklardır. Tabii, bilmeleri gereken bir olgu da, kitapların diğer eşyalar kadar toza ve ilgisizliğe dayanıklı olmadıkları. Onların yeri evin en güzel köşesidir. Bu bilince sahip vatandaş yetiştirmek de yine okul yönetiminin gayretine kalmış bir iştir. Bu kampanyayı düzenleyen okul yönetimi her şeyden önce teşekkürü hak etmektedir. Yine kampanyaya destek verecek her kurum ve kuruluşun da bu çorbada tuzu olacaktır.
İsmet Tunç
İsmet.tunc@mynet.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder